Yılgınlığın, umutsuzluğun “kabuğuna çekilmenin” revaçta olduğu en zor dönemlerde yaşlı bedeniyle eylemlerin hep önünde yer alan, kendini hiçbir şeyden sakınmayan Elif Ana’ydı O. Elif Külekçi oğlunun mücadelesini sahiplenmiş, kavgada omuzdaş, yoldaş olmuştu oğluyla. Elif Ana, 12 Nisan 1998’de Maraş’ta türkülerle uğurlanırken sonsuzluğa, Tokat dağlarından oğlundan ve yoldaşlarından yükselen türküler de geliyordu kuşkusuz kulağına… Nisan’da uğurlanmıştı …
Özverinin, İnancın ve Parti’ye Bağlılığın Adı: Murat Deniz
(…) Beyaz bereli mavi patikadan gülümseyen güneşin seyrinde bir şiftlikte ilerliyor Partizanlar. Kulaklar steteskop duyarlılığında doğanın kalbindeki sesleri dinliyor. Eller tetikte, ateşlenmek için bekliyor mermiler şarjörde, Öncü ses dinlemişti iki dakika önce. Her şey normal, hayat devam ediyor, gerillanın yürüyüş seyrinde. Kuş cıvıltıları, temmuz böcekleri, renk renk çiçekler, yavrularını uçma eğitimine çıkarmış iki kuş. Hafiften…
Davasına yüreğinin en derin yerinden inanmıştı… (Seyit Külekçi)
Davasına yüreğinin en derin yerinden inanmıştı… 14 Nisan 1999’da Tokat’ta Doğan Altun ile birlikte ölümsüzleşen Seyit Külekçinin bir yoldaşının O’nu anlattığı yazısını yayınlıyoruz. Günümüze de dair dersler çıkarabileceği, öğrenilmesi ve dikkat çekilmesi gereken noktalar olduğu için yazıyı gerekli buluyoruz. Yılgınlığa, umutsuzluğa inat, kavga kaçkınlığının karşısına dikilmiş koca bir çınardı O… Yedi yıl süren tutsaklık döneminden…