Kısa ve dağınık bir şehir faaliyetinde eline bir kâğıdın tutuşturulmasıyla beraber başladı gerilla yaşamın. Kâğıtta askerlik çağının geldiği ve TC’ye gönüllü(!) askerlik yapman için davet(!) belgesi vardı. Bir yol ayrımındaydın. Ama bu yol ayrımındaki eşiği atlaman pek de zor olmamıştı. Kararın kesindi; TC’nin askeri olmak için kışlaya değil Halk Ordusunun bir neferi olmak için dağlara…
Çiğdem ve Nergiz: “Teslim olmak yok, direnişe devam”
Roj-baş saatine yakın bir zamandı. Çiğdem uykudan yeni uyanmış dışarı doğru yönelmişti. Tam kapıya, çıkış yerine yaklaştığında kulağına gelen sese odaklandı bir anda. Uyku sersemi de olsa sese karşı duyarlılığı vardı. Biraz dinleyerek uğultuyu netleştirmeye çalıştı. Kısa sürede sesi netleştirmişti. Heron sesiydi… Beş dakika kadar nerede dolaştığını anlamaya çalıştı. Vadi üzerinde uçtuğunu anladığında, güçlü patlama…
İçin rahat olsun Aşkın yoldaş; O ışıkları söndüreceğiz…
Havanın soğumaya, yaprakların sararmaya başladığı bir Eylül günü. Noktada Bakış yoldaşla beraber oturuyoruz. Gözümüz Bozan patikasında. Gelecek olanları bekliyoruz. Heyecanlıyız. Çünkü gelen grubun içinde yeni yoldaşlar olacak. Yeniler her zaman heyecan yaratır gerillada. Çünkü gelişmenin-güçlenmenin bir göstergesidir. Aynı zamanda merak yaratır. “Acaba kimdir?”, “tanıdık birileri var mıdır?”, “nereden gelmiştir?” vs. Aslında kim olduğu pek…
Sefagül Kesgin’in kaleminden : Kuzey sizi unutmadı!
(27 Mayıs 2007’da Dersim Çemişgezek’te şehit düşen, Hıdır Uğur ve Mahmut Polat’ın anısına 2 Şubat 2011 tarihinde Dersim Aliboğazı’nda yaşanan göçük nedeniyle ölümsüzleşen Sefagül Kesgin (Eylem) yoldaşın yazdığı anlatı.) Kaldırdı başını dikti gözlerini yıldızlara dünyanın ölçüsünü alırcasına baktı baktı yıldızlara… Yıldızlara kesilen gözlere bir çift ela göz daha eklendi… Şimdi iki çift göz gökyüzüne bakarak…
Kara çocuk, gülen yanımız: Haydar Arğal Yoldaş!
Partizan’ın kara çocuğu, Haydar yoldaşımız, duyduk vurulmuşsun düşmanın zalim kurşunlarıyla. Silahının son mermisiyle siper olmuşsun yoldaşlarına… Yüreğini, gülüşünü siper etmişsin. Şaşırmadım Kara Çocuk, şaşırmadık çünkü sen kendine ait duruşunla, bir devrimciye yakışanı yaptın. “Önce yoldaşlarım, önce yoldaşlık” diyen bakışların, gülüşünle tanıdım seni. Toprağa düşen bedenini gördüğümden bu yana, belki kızacaksın ama, kabullenemedim gidişini. Giden her…
Özgürleşen kadının adı; Mehtap Kara
Uzayan yol Tanıdık anılara doğru uzanıyor Ve toprak Ve gök Ve gece, bizi ölümsüzleşen Mehtap Kara yoldaşın ilk geldiği güne, gerilla birliğimizle çıktığı ilk yolculuğa, randevuya götürüyor. Komutanımız öğle yemeği sonrası gece göreve gidenler arasında benim de olacağımı söylüyor. Göreve gidecek diğer yoldaşlarla göz göze gelip gülümsüyoruz. Zaman kendi içinde ağır, bir o kadar da…